Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

14 Kasım 2007

Aşkım, Birtanem, Canım, Hayatım

Aşkım, Birtanem, Canım, Hayatım
Ne güzeller değil mi dördü bir arada?
Dördü bir yerde.
Âşıklar assın boyunlarına altın gibi.

Hepsi, tek tek başka anlamlı, art arda başka...
İlgili kişiye söyleyince başka anlamlı...
İlgisizine söyleyince bir başka...

Yıl 2002. Çalışıyorum.
Serviste 17 erkek, 2 kadın var. Kadınlardan biri ben.
17 erkek arkadaşımın hepsiyle, zorlama olmayan, kendiliğinden, duruşumla oluşan bir iş ve arkadaşlık ilişkimiz vardı.
Hiçbiri beni rahatsız edecek bir davranışta bulunmadı. Bu anlamda çalıştığım tüm iş yerlerimde şanslıydım.
Aslında dedim ya, duruşumun getirdiği bir durumdu bu...

Bir zaman sonra çoğunun benden küçük olmalarının da getirisi olarak abla-kardeş boyutuna geçmiştik. Hatta bir tanesi, ben hep dolabımda yiyecek bir şeyler bulundururum diye, acıkınca bana gelirdi "annecim benim karnım aç" diye:-)
Birkaçıyla sıkı dost olduk. Sağlam çocuklardı. Hala da farklı yerlerdeyizdir birbirimiz için...

”Aşkım”, “bitanem”, “hayatım”, “canım” o aralar benim sıkça kullandığım kelimelerdi...
Kız arkadaşlarıma da, yakın erkek arkadaşlarıma da... Herkese.

Çalıştığım yer açık ofis. Benim masamın üç metre önünde çocukların oturduğu servis masası var.
Masamdaki telefon çalıyor, arayan, çocuklardan birinin sevgilisi...
Ben “bir dakika” diyorum.
Aranan sevgili önümdeki masada oturuyor, iki tane telefon var önünde.

Hat açıkken diyorum ki "telefon sana, hattı al."
"Hangi telefonda?" diyor,
"Aşkım, hemen senin önündeki telefon, hattı gönderdim aç" diyorum. Ben aradan çıkıyorum, onlar konuşmaya başlıyorlar...

Konuşma bitince çocuk kıpkırmızı suratla dönüyor bana.
"Ya Nuray ne yaptın sen?"
"Ne yaptım?"
"Ya kız duydu senin aşkım dediğini... Kıyameti koparıyor, “nasıl sana aşkım der?” diye...
O kadar dil döktüm, abla-kardeş ilişkisi var buradakilerle, herkese öyle der o, "aşkım"ı anlamlandırma” diye, anlatamadım!
Yaktın beni Nuray!
Ya özür diliyorum, çok üzüldüm diyorum, ne yapsak, diyorum.
"Bırak, çok kıskançtır, konuşmaz şimdi. Bir sakinleşsin."
"Ben arasam konuşsam?"
"Oldu, kıyamet kopsun sonra!"

Peki...
Sessizce bekledik.
Bir hafta sonra konuşmaya başladılar ama çocuğa kök söktürdü...
Her telefonda ikna etmeye çalışıyordu.
Ben de dilime karabiber sürüyordum o ara...

Kendi cezam ona yetmemişti, her gördüğünde “yaktın beni Nuray!” diye kahırlanan bir adam gördüm karşımda uzunca bir süre :-)

Çocuklar bu kıskançlık kasırgasından sonra ayrılmadılar...
Durum toparlandı, bir hayli zaman geçti tabii :-)
Sevgilisine başka bir kadın ”aşkım” demiş yahu, nasıl hemen kendine gelsin kızcağız?
Haddinden fazla normal :-)

Ben ne yaptım onlara yahu!
Yuh bana yani...
Ama vallahi kötü bir niyetim yoktu.
Değiştim artık ayrıca. :-)
Zaten, o oldu.
İlgili kişilere söylemek üzere paketleyip kaldırdım "aşkım" ı...

Bu olayı yaşadıktan sonra “aşkım” ı başka türlü algılamaya başladım.
Söylerken, sadece içten gelen sevgili bir kelimeydi.
Ama sevgilinin sevgilisine söylenince, söyleneceklerin seçilmesi gerektiği dank etti.

Ben şimdilerde beni tanımadığı halde yani daha ilk konuşmamızda "canım" diyenlere takığım.
Beni tanı, sev, anla...
Ondan sonra diyebilirsin.
Ama daha, merhaba, merhaba
Canım, şöyle, böyle...
Yok.
Deme.

2 yorum:

  1. :)

    Ilginc gelir bana.. Herkesin aliskanliklari... kimine sacma gelir, kimine dogru.

    Ben daha yeni yeni askim, canim lafini kullanmaya baladim sayilir. Segilisinden baskasina demeyi birak ( o zaten bana cok gereksiz ve sacma gelirdi) sevgiliye, ese bile demek zordu benim icin. Alistim artik simdilerde. Cünkü hic o kelimelerle büyümemisiz, etrafimizda hic kullanan yoktu. Kullananilirsa bir garibimize giderdi...hey allahim:)
    Ayni senin gibi daha ilk basta 'canim' kelimesini kullananlarida garipserdim, bana ters gelirdi. Isimlerin arkasina 'cim' eki bile fazla gelirdi bana. Dedim ya, yillarin aliskanligi iste...

    Artik etrafimda yeni arkadaslar, yeni cevreler olustukca, kadin arkadaslarimdan duya duya kulagim alisti sanki, yadirgamamaya basladim. Hatta kendim bile daha kolay kullanabiliyorum artik, hala dilime cok yatkin gelmese de.
    Bazen insanlara cok resmi, cok soguk gelecegim diye kullanirken yakaliyorum kendimi, ama sanki egreti duruyormus gibi hissediyorum.
    Ama dedigim gibi, pek yadirgamiyorum artik, cok alistim... kendimin kullanmasina bile..:)

    YanıtlaSil
  2. Ben artık kullanmıyorum, onu farkettim:-)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...